Dünya Kadınlar Günü Kutlama Etkinlikleri
Tarih: 8.03.2017| Okunma Sayısı: 2179

 
 
     Baro Başkanı Av. Erol ÇAKIR' ın   Dünya Kadınlar Günü Münasebetiyle Kırıkkale Adalet Sarayında Radyo K' dan Canlı Yayınlanan Program Konuşması
 

   Fedakarlıkları, emekleri, sevgileri ve mücadeleleriyle insanlığın umudunu yeşerten kadınların, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü tebrik ediyorum.

Bu gün Dünya Kadınlar Günüdür. Kuşkusuz kadın konusu, sadece özel bir günde tartışılmakla sonuçlandırılabilecek bir konu değildir.

   Kadınlar, sadece nüfusumuzun yarısı olması itibarıyla değil, anne olarak da son derece önemli bir konumda bulunmaktadır.

   Türkiye'nin kadınlarının da tarih boyunca istiklal ve istikbal mücadelelerinde daima en ön safta yer almışlar,kimi zaman devletin kuruluşunda, kimi zaman da vatanın kurtuluşunda görev üstlenen kahraman kadınların, geride asla unutulmayacak, günümüz kadınlarına rehber olacak bir miras bırakmışlardır.

   Toplumun yapısını güçlendiren, şekillendiren, aile birliğinin en önemli unsuru ve toplumun temel taşı olan Türk kadınının daima özverinin, sevginin kaynağıdır.

   "Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk, 'Dünyada hiçbir ulusun kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, ulusumu kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar gayret gösterdim diyemez.' sözleri ile çağdaş değerlerin en önemli simgesi olan kadınlara verdiği değeri en güzel şekilde ifade etmektedir. sözleri ile çağdaş değerlerin en önemli simgesi olan kadınlara verdiği değeri en güzel şekilde ifade etmektedir.

   "8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların daha adil, daha hakkaniyete uygun ve daha insani koşullarda yaşamaları, toplumdaki tüm süreçlere katılmaları ve katkıda bulunmaları için kadınların sorunlarının ve çözüm yollarının tartışılması için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

   Üzülerek belirtelim ki dünyamızda çok yönlü insan hakları ihlalleri yaşanmakla birlikte bu ihlallerin en yoğun bir şekilde muhatapları arasında kadınlar başı çekmektedir. Dünyada her üç kadından biri şiddete maruz kalmaktadır. Kadınlarımızın şiddet, cinsel taciz ve cinsel sömürünün hedefi olmaktan kurtarılması gerekmektedir. Bu konuda kız çocuklarımız daha çok korumaya muhtaç durumda gözükmektedir. Aynı şekilde tecavüzü önlemenin yanında, tecavüze uğrayan kızların fuhşa sürüklenmesinin cinsel bir obje ve meta olmasının önlenmesi bir insan hakları sorunu olarak önümüzde durmaktadır.

   Bugün yeryüzünde her üç kadından biri şiddetin değişik biçimlerine maruz kalmaya devam ediyor. Gerek ev içinde gerekse kamusal alanda kadına karşı şiddet ortadan kaldırılabilmiş değil. Bugün Ne yazık ki ülkemizde de kadına yönelik şiddet , taciz , tecavüz ve kadın cinayetleri oranı % 1400 artmış bulunmaktadır. Neredeyse her gün bir kadın cinayeti ,taciz ve tecavüz haberleri ile sarsılmaktayız.

   Türkiye’de kadına yönelik şiddetle ilgili yapılan istatistiksel çalışmalarda kadınların % 25'inin Fiziksel şiddete uğradığı . Şiddete uğrayan kadınların %75'inin eşi tarafından şiddete uğradığı , Cinayet sonucu ölen kadınların % 40-70inin eşi tarafında öldürüldüğü. Tecavüze uğrayan kadınların % 50 sinin 18 yaş altında. Her 4 kız çocuktan biri cinsel şiddete uğradığı belirlenmiştir.

   “Hayatı boyunca” eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı Türkiye genelinde % 39’dur. Boşanmış ve ayrılmış kadınların %78’i fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Eğitim düzeyi arttıkça fiziksel şiddet gördüğünü söyleyen kadınların oranı azalmaktadır. Okuma yazma bilmeyen kadınlar arasında en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin oranı %43 iken, yüksek öğrenim görmüş kadınlar arasında bu oran % 12’dir.

   Kadına yönelik şiddete yasal önlemlerin alınması ile ilgili bir sorun da, kadına yönelik şiddet davalarında “haksız tahrik indirimi” uygulanmaktadır; Halen mevcut yasalara göre yargı organlarınca cinsel tacize uğrayan çocuk ve kadınların ruh sağlığının bozulup bozulmadığını değerlendirmeleri istenmektedir. Şiddete uğramak kadınlarda birçok ruhsal hastalığın oluşumunu tetiklemektedir.

   Çocukken sokakta yere çizgi çizer, çizginin dışına çıkınca yanardık. Dünyaya gelişimizle oyunumuzun çizgisi hepimiz için çiziliyor.

   Kadınların oyun alanı dar, çeperi ince sanki hemen yansın diye. Erkeklerin oyun alanı daha büyük ve çeper kalın, faul alanı geniş olsun diye.

   Aslında ülkelerde ne kadar demokrasi varsa o kadar eşitlik var. Tıpkı evlerimizin içi gibi. Ne kadar demokratsak evde de o kadar eşitiz.

   Bir de evin dışı var ki komşun aç ve evinde yemek yoksa bil ki mutfağına hırsız ya giriyor yada girdi.

   Komşun evsiz ve ev alacak parası yoksa bil ki ya misafir edeceksin ya da evi bırakıp başka yere gideceksin.

   Şüphesiz sorunlar evrensel. Çözümler ise her milletin kendi kültürel dokusunda yerelde aranmalı. O nedenledir ki uluslararası metinler yol gösterici olsa da cevaplarımızı kendimiz oluşturmalıyız.

   Demokrasi cinsiyet ayırmaz. Ayıran ayrılır, horlayan horlanır, dışlayan dışlanır. Birinci sınıf vatandaş derseniz gizli hiyerarşinizdeki ikinci sınıf vatandaşı alenileştirmiş olursunuz. Bilmeliyiz ki sokaklar çamurlu ise ayakkabılarımız temiz olamaz.

   Son söz usta ozan Neşet ERTAŞ’tan “ Kadın insan, erkek insanoğlu”

   Günümüz kutlu olsun.

KIRIKKALE BARO BAŞKANI

Av.Erol ÇAKIR

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

20.04.2024
AV. MUTLU KORKMAZ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.