Basına ve Kamuoyuna
Tarih: 9.11.2016| Okunma Sayısı: 2987

BASINA VE KAMUOYUNA 
 
Yakın geçmişte Anayasa Mahkemesi çocuklara yönelik cinsel istismarın "vücuda organ veya benzer bir cisim sokulması" suretiyle yapıldığının belirlenmesi durumunda bu fiili gerçekleştiren kişilere en az 16 yıl hapis cezası verilmesini öngören düzenlemesini iptal etmiş; iptal başvurusunda bulunan Mahkemece gerekçe olarak, kırsal kesimlerde küçük yaşta evliliklerin, şehirlerde ise yaşı küçük çocukların cinsel birlikteliklerinin yaygın olduğu ve çocuk sanıkların, yaşı küçük çocuklarla cinsel ilişkinin ağır yaptırımının bulunduğunu bilmediği belirtilmiştir. 
 
Yine Anayasa Mahkemesi bu defa, 13.07.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve infial yaratacak  kararı ile, Türk Ceza Kanunu'nun çocuğun cinsel yönden istismarını düzenleyen 103. maddesinin birinci fıkrasındaki "15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına" ilişkin hükmü iptal etmiş, karar ile cinsel istismara maruz kalan çocuklarda rıza aranacak yaşın düşürülmesi gerektiğini belirtmiştir.  
 
Anayasa Mahkemesi gerekçesinde, "Suça sürüklenen çocuklar yönünden 12 ile 15 yaş arasında olup da kendisine yönelik eylemin anlam ve mahiyetini algılama yeteneği olan mağdurun rızasına hukuki sonuç tanınmadığı, bu mağdurların rızasıyla yaşadığı cinsel eylemler hakkında cezanın çok yüksek olduğu, suçun en nitelikli hali için en düşük yaşın 15 şeklinde belirlenmesinin suç ve cezada korunmak istenen hukuki yarar ile müeyyide arasındaki orantıyı bozduğu" savunmuştur. 
 
Mahkeme bu bakış açısı ve kararlar ile adeta taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler nedeniyle yükümlü olduğumuz; "çocuğu, her türlü cinsel sömürüye ve cinsel suiistimale karşı koruma güvencesini" ihlal edecek düzenlemelere zemin hazırlamakta, göstermiş olduğu iddia edilen rızanın hukuki ve hayati önemini kavrayamayacak kadar küçük yaşta çocukların, rıza gösterdiği gerekçesiyle istismar edilmesinin önünü açmaktadır. 
 
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu tarafından kabul edilerek görüşülmek üzere Genel Kurul'a gönderilen ve Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yapılmasını da kapsayan kanun tasarısı, çocuğa yönelik cinsel istismarın cezalandırılmasında 12 yaş öncesi ve sonrasının birbirinden ayrı değerlendirilmesini öngörmekte, gerekçe olarak da Anayasa Mahkemesinin yukarıdaki kararlarını göstermektedir. 
 
Kararlar ve gerekçeleri Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri açıkça ihlal etmektedir. BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 1. maddesi gereğince daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılmaktadır. Sözleşmenin 3.maddesinin 1.fıkrasında; Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir, denilmektedir. Yine Türkiye'nin 2007 yılında imzaladığı "Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi", 10 Eylül 2011 tarih, 28050 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak, resmen kabul edilmiştir. 
 
Kırıkkale Barosu Yönetim Kurulu & Kırıkkale Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak; 
 
Bu gelişmelerin fiilen "Rıza yaşının 15'ten 12'ye indirmek anlamına geldiği, bu düzenlemeyle 12 yaşından büyük çocukların her türlü cinsel istismarında "rıza" kavramına daha çok başvurabileceğini ve 12-15 yaşlarındaki bir çocuğun cinsel ilişkiye rızasının olup olmadığının araştırılmasının istenmesinin ise büyük bir hata olduğunu düşünmekteyiz.  
 
Çocuk istismarı toplumun her kesimini etkileyen sosyal bir sorundur. Çocukları korumada en önemli hususlardan biri de yasaların çocukları ne kadar koruma altına aldığının bilinmesidir. Bu yüzden çocukları şiddetten korumanın, toplumları şiddetten arındırmaya giden yolun başı olduğu kanaatiyle, çocuk haklarının Türkiye'de gerçekleşmesi, çocuklara özgü ceza adalet sisteminin tam anlamıyla kurulması ve oluşturulacak yeni yasa metninin Türkiye'nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelere ve çocuk haklarına dair ek protokoller çerçevesinde düzenlenmesi için her türlü hukuksal mücadeleyi yürüteceğimizi, bu yönde gerekli her türlü çalışmayı destekleyeceğimizi ve içinde olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız. 
 
Kırıkkale Barosu  Yönetim Kurulu & Kırıkkale Barosu Çocuk Hakları Komisyonu
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

27.04.2024
AV. MUTLU KORKMAZ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.